“g.a.g”, “Avrupa Yakası” ve “Yalan Dünya”... Üçünü de yazdı, oynadı ve bizi hep çok güldürdü. Onun hayata baktığı penceresi, karakterleri, yazıları tüm Türkiye’yi etkisi altına aldı. Ve ülkede bir Gülse Birsel gerçeği, mizahı oluştu. Elele, Birsel’le buluşup yeni sezon sürprizlerini ve ‘en’lerini sordu.
* Tanıyan tanımayan herkes önce “zeki kadın” diye tanımlıyor sizi. Bu algıyı nasıl yarattığınızı düşünüyorsunuz?
- Özel olarak böyle bir algı yaratmak için çaba harcamadım, ben sadece işini sevdiği için çok çalışabilen biriyim. Bir de tabii aptallar mizah yapamaz!
* Bugün bulunduğunuz noktaya gelmek, öğrencilik yıllarındaki hedefiniz miydi?
- Gösteri dünyasını hayal eden bir çocuktum. Lise sona kadar oyuncu olmayı hayal ettim, sonra sınav sisteminin akışına ve Boğaziçi’nin popülerliğine kapılıp iktisat okudum. Dergilerde yazı yazmaya başlayınca “Tamam ben gazeteci olacağım” dedim ama 30 yaşında hayatım bir daha değişecekmiş meğer.
* Hayatı pek ciddiye almayan, keyfine düşkün ama hırslı, çalışkan biri geliyor aklıma adınızı duyunca... Siz nasıl anlatırsınız kendinizi?
- Hırslı değil, azimliyim. Hayatı olmasa da işimi ciddiye alırım, sıkı çalışırım, sıkı eğlenirim, arkadaşları, müziği çok severim, güzel tatiller yaparım. Genelde iyimser, psikologsuz idare edebilen biriyim.
“YALAN DÜNYA”YA İKİ YENİ KARAKTER EKLENDİ
* Sosyal medyadan uzak duruyorsunuz. Neden?
- Twitter hesabım yok, 15 adet sahte hesabım var! Birini 522 bin kişi takip ediyor! Sosyal medyanın gücünün farkındayım ama dezenformasyon o kadar çok ki. Bir de o kadar çok kişiyle iletişime geçecek zamanım ve enerjim yok. Birisi bir soru soracak, hadi otur cevap ver, sohbet uzayacak. Arkadaşlarımın mesajlarına üç gün sonra cevap veriyorum. Twitter’a nasıl yetişeyim!
* Dizinin yeni sezon hazırlıkları nasıl gidiyor?
- Güzel, bir şeyler karalıyorum.
* Kadrodan ayrılan isimler oldu. Yeni karakterler eklenecek mi diziye?
- Evet, iki yeni karakter var. Çok sevilen, müthiş oyuncular, bir süre sonra açıklayacağız.
* Yeni sezonda yer alacağınız başka proje olacak mı?
- Gazete yazıları var, reklam filmleri var, yine benim yazdığım. Esasen tiyatro oyunu ve sinema filmi yazmak istiyorum. Ama bunlar hem ayrılacak zamana hem de olgunlaşmış fikirlere bağlı. Beyin karar veriyor ne zaman, ne yazacak. Bazen üç günde bir projenin ana hatları ortaya çıkabiliyor. Bazen...
* Yaz tatili için rotanızda nereler var?
- New York’a gidiyorum; hem oyunculuk workshop’larına katılacağım, oyunlar seyredeceğim hem de okuduğum şehirle hasret gidereceğim. Sonrasında Bodrum ve belki güneyde birkaç farklı kasaba gezebilirim.
* Hayatta herkesten farklı olarak yaptığınızı düşündüğünüz bir şey var mı?
- Dünyadaki herkesten farklı... Öyle bir insan yok bence. Şu an itibariyle her gün 4 bin metreden paraşütle atlayan üç arkadaşım var benim! Çok orijinal bir şey düşünüyorum, ha, belki dizinin devam ettiği dönemde her hafta 48 saat uyumadan bölümü yazıp bitiririm, sonra da yatıp 20 saat uyurum! Bunu dünyada çok fazla insan yapmıyordur belki!
* Evde sizi en çok dinlendiren şey ne?
- Yazmamak! Bazı günler şu an diziyi yazmak zorunda olmasam da evi baştan aşağı parke döşesem daha iyi diye düşündüğüm oluyor!
TREKKING'E GİTTİK, GECE ORMANDA KAYBOLDUK
* Hayatta en çok hangi tip insanlara katlanamazsınız?
- Ana başlık olarak, kötü insan sevmem! Dedikodu yapan, yalan söyleyen, iftira atan, başkasına zarar veren, çalan, aldatan. Hiç tahammül edemem.
* En büyük korkularınız neler?
- Korkularım rasyonel korkulardır. Geçen gün trekking’e gidip gece ormanda kaybolduk! Hemen vahşi hayvan var mı diye sordum rehbere! Karanlıktı, hayaletti, Blair cadısıydı, böcekti filan, pek fobim yoktur.
