Kanserojen NGHT
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

  İnsan

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
TERLAN
Kurucu
Kurucu
TERLAN


 İnsan Q9tdm
İsim İsim : Mehdin
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 3884
Başarı Puanı Başarı Puanı : 8820
+ Rep Puanı + Rep Puanı : 9
Doğum tarihi Doğum tarihi : 01/08/96
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 03/07/13
Yaş Yaş : 27
Nerden Nerden : >Diyarbakır<
Hobiler Hobiler : Kitap okumak :)
Lakap Lakap : Tertions <3

 İnsan Empty
MesajKonu: İnsan    İnsan EmptySalı Ağus. 20, 2013 10:54 am

insan a. (ar. insan). 1. Konuşabilen, dik duruşlu, büyük beyinli, kavrayıcı elli primat. (Bk. ansikl. böl. Zool.) —2. Günümüz insan türünden önce gelen primatlardan biri: Tarihöncesi insanı. Cro-Magnon insanı. —3. Genel olarak insan türü: insanın kökeni, insanın evrimi, insan vücudu, insanın zihin yetileri, insan ve hayvan. (Bk. ansikl. böl. Antropol.) —4. Kendi türünün temsilcisi olarak ele alınan, türünün belirgin özelliklerini kendinde toplayan insan: İnsan denilen varlık, insan türü. insan toplulukları. insanların yeryüzüne dağılmala-rındaki eşitsizlik, insanın toplumsal yaşamı. insanı çevresinde incelemek. —5. Tamlayan olarak, insana, insanlığa, insanoğluna özgü, ona ait olan şeyi belirtir: insan sesi. insanın yetileri, insanın tutkuları. insan gücünü aşan bir çaba. —6. insanlığa ilişkin olan, bireyselliğinin ya da etkinliğinin bir tek yönüne ait olan şeyi belirtir: insan bilimleri, insan anatomisi. —7. Bir insana özgü üstün nitelikler ya da zayıflıklar açısından (cinsel fark gözetmeden) ele alınan insan: Ona insan denebilir mi? insan olmaya çalışmak. Kahraman olmak istediler, oysa yalnızca insandılar, insan olmak aynı zamanda kaçınılmaz olanı kabullenmeyi bilmektir. —8. Belgisiz adıl gibi kullanılır: Zamanla insan her şeye alışıyor. Bu trafik insanı çileden çıkarıyor. insan arkadaşını arayıp sormaz mı? —9. insan ayağı değmemiş, basmamış, içinde insan bulunmayan, insan olmayan yer için kullanılır: insan ayağı değmemiş uzak yerler. || insan eti yemek, bir kimseyi çekiştirmek, dedikodusunu yapmak. j| insan evladı, iyilik yapmasını seven, iyi insan, soylu kimse. || insan gibi, insanlara yaraşır biçimde, insanca: Önce insan gibi davranmasını bil. j| insan hali, kimi durumların doğal karşılanması gerektiğini, bunların her insanda görülebileceğini belirtir. |j insan içine çıkmak, bir topluluğa karışmak, başkalarıyla ilişki ve yakınlık kurmak: iyi giyin, insan içine çıkacaksın, insan, adam kurusu, aşırı ölçüde zayıf kimse. || insan müsveddesi, "bir insanda bulunması gerekli niteliklerden yoksun olan" anlamında kullanılır. || insan sarrafı — ADAM* SARRAFI.
—Esk. tıp. insan-ül-ayn, gözbebeği. —Tasav. insan-ı kâmil, sufilerden Tanrı da yok olarak O'nun bütün niteliklerini kazanmış olan. (Bk. ansikl. böl.) —Uluslarar. huk. insan hakları, insan doğasının özünde bulunduğu kabul edilen ve bundan dolayı bütün siyasal iktidarların işlerlik kazandırması ve uyması gereken hak ve özgürlükler bütünü. (Bk. ansikl. böl.)
sıf. Birey olarak insana özgü üstün nitelikleri taşıyan kimse için kullanılır: Çok insan adamdır, ona güvenebilirsin.
—ANSİKL. Antropol. • insan soyunun evrimi. insanın ayırtedici özellikleri, türünün tanımlanmasına yarayan anatomik kriterleri büyük ölçüde aşar. insan soyunun evriminin temel özelliklerinden biri de kültürün gelişmesidir. Bir dış mekanizma aracılığıyla tüm bilgilerin kuşaktan kuşağa aktarılması demek olan kültürel gelişme, genetik özelliklerin DNA molekülleri aracılığıyla aktarılmasından tümüyle farklı bir şeydir. Jestlerin ve davranışların taklit edilmesinin, başlangıçta kültür aktarımının en önemli aracı olduğu düşünülebilir. Taştan alet ve silah yapma tekniklerinin yayılmasında taklit, hiç kuşkusuz önemli bir rol oynamıştır. Bununla birlikte, daha insan soyunun çok erken bir evrim aşamasında simgesel dil, ilerde büyük önem kazanacak bir rol oynamıştır. Tarihöncesi bilginleri, bir kavramsal düşüncenin yüz binlerce yıl öncesine, Homo erectus dönemine kadar uzanan maddi izlerini -ölü gömme töreleri, estetik kaygılar- ortaya çıkarmışlardır.
insan soyunun evrimi boyunca beynin gösterdiği büyük gelişme (hem nicelik, hem nitelik bakımından) ve aktarılacak kültürel bilgilerin giderek daha karmaşıklaşması, ayıklama mekanizmasıyla yönlendirilen bir evrim süreci içinde, birbirini destekledi. Böylelikle, öyle bir evrim aşamasına varıldı ki, bu aşamada artık insan soyunun başarısını ve hatta varlığını sürdürmesini, çevrenin değişikliklerine ve saldırılarına verilen kültürel karşılığın etkinliği belirledi; bir insansal çevrenin kendisini de büyük ölçüde kültürel evrim biçimlendirdi.
insan soyuna özgü bir evrim biçimi aşırı bir toplumsallaşmayı gerekli kılıyordu. Kültür aktarımı, yayılma ve kültürel ayıklama süreçleri aracılığıyla bir yandan çağdaş insanları etkilerken, öte yandan eğitim yoluyla gelecek kuşaklar üzerinde etkili oldu. Eğitimin zorunluluğu da ayıklama mekanizmasının yönlendirdiği geriye dönük bir karşılıklı etkileşim içinde ortaya çıkan biyolojik bir olayla (olgunlaşma sürecinin uzaması) birlikte gelişti.
Buradan da anlaşılacağı gibi, insanlığın evrim biçimleri, genlerin belirlediği davranış payının en aza indirilmesi yönünde bir eğilimi içerir. Evrimin insan davranışına kazandırdığı esneklik, bu sürecin süreklilik göstermesinin temelini oluşturur, insan davranışlarını tümüyle belirleyen şey, kalıtım yoluyla edinilen genomla eğitimin koşullandırması arasındaki karşılıklı etkileşim değildir, insan davranışlarının esnekliği bir özgürlük payı içerir. Kültür düzeyinde olduğu gibi, genetik düzeyde de çeşitlilik insanın evrim sürecinin bir koşuludur. insanlaşma deyiminin anlamı, yalnızca insanın ortaya çıkmasıyla sınırlı tutulmayarak onun geçmiş ve gelecek bütün evrimini kapsayacak biçimde genişletilecek olursa, bireysel özgürlüğün, bunun zorunlu sonucu olarak da bireyin toplum karşısındaki sorumluluğunun artması, bundan böyle insanlaşma sürecinin başlıca devindirici gücünü oluşturmuş gibi görünmektedir.
• insanın çeşitliliği, insanların biyolojik bakımdan çeşitliliği, onların genetik çeşitliliği İle genomlarının dışa vuruşu üzerinde çevre koşullarının eşit olmayan etkisinin bir bileşkesldir. Genetik çeşitlilik, tümüyle genom tarafından belirlenen ve kalıtım yoluyla aktarılma mekanizması açıklığa kavuşturulmuş olan niteliklerle kolayca açıklanabilir. Çeşitli kan grubu sistemlerinin, kanın ve öteki dokuların protein ve enzim sistemlerinin çokbiçlmllllği, hemoglobin ve daltonizm anomalileri için durum böyledir (genetik çokblçimlllik bir insan topluluğunda, bir gene ait birçok alel ya da değişkenin bir arada bulunmasıdır). Her toplulukta bireyler genetik bakımdan çok büyük bir çeşitlilik gösterirler, insanlığı klasik ırklara ayıran sınıflandırma, onun toplam genetik çeşitliliğinin ancak °/o 7'sini açıklar. Hiçbir sistemde farklı alelleri bulunan öbür topluluklardan, tekbiçlmllliğiy-le (birtek alel) ayrılan bir topluluğa rastlanmaz: ya hepsinde aynı aleller bulunur, ya da bazılarında şu ya da bu alelin bulunmasıyla birbirlerinden ayrılırlar; her iki durumda da ortak alellerin görülme sıklığı topluluktan topluluğa değişir. Genetik sistemler, topluluktan topluluğa değişmelerinde büyük bir bağımsızlık gösterirler. Bunun sonucu olarak, her insan topluluğunda bulunan alelleri ve bunların sıklığını gösteren tek bir tablo bulunur. Kimi atollere bütün topluluklarda, kimilerineyse yalnız bazı topluluklarda rastlanır. Bu durumlar, toplulukları genetik bakımdan açıklayıcı bazı varsayımların İleri sürülmesine yol açmıştır. Örneğin, bazı alellerin yalnız bazı topluluklarda bulunması, rastlantısal mekanizmalar sonucunda (genetik sapma gibi) ya doğal ayıklanma ya da değişinim yoluyla bazı yeni alellerin ortaya çıkması ve bunu izleyen yayılma ile açıklanmıştır (yayılma bireylerin bir yerden başka yere göçmesini gerektirir, ama bunun coğrafi yerleşimi ve yayılan alellerin sıklığı büyük ölçüde doğal ayıklanmaya bağlı olabilir). Böylece, sürekli olarak yeniden gözden geçirilen varsayımlar aracılığıyla, genetik çokblçimlillğln incelenmesi, İnsan soyunun çeşitliliğinin, hiç olmazsa yakın tarihteki biçimiyle, nasıl meydana gelmiş olduğunu anlamamıza yardım etmektedir.
Sayısı bilinmeyen genlerle değişik çevre etkenlerinin etkileşimi sonucu belirlenen çeşitli özelliklerin -antropometrlde ölçülen beden boyutları gibi- insan topluluklarının genetik özelliklerine göre açıklanması daha hassas bir konudur. Bununla birlikte, bu tür özelliklerin çeşitliliğinde ayıklama mekanizmasının rolü ortaya ko-nulabllmiştir: örneğin, iklimin boy ve burun ölçüleri üzerindeki ayıklayıcı etkisi gibi. Artık bir basamaklandırmayla ölçülen bir özellik olan deri rengi için de (güneş ışınlarının fazla vurması, deri üzerinde ayıklayıcı bir etki yapmaktadır) aynı şey söylenebilir. ( -> YANSITIM.)
Bu gibi özelliklerin esnekliği, yani feno-tlplerinin çevre farklarına ve değişikliklerine karşılık verme biçimleri ve derecesi, günümüzde antropobiyolojlnin belli başlı konularından birini oluşturmaktadır. Bu esneklik, bir özellikten ötekine yalnızca derecesi bakımından değil, etkili olduğu süre bakımından da değişir. Örneğin, beyin nöronlarının hücrelere ayrılması, yaşamın ikinci yılından önce kesin olarak durur. Dölütün ve yeni doğmuş bebeğin beslenmesi, beynin o anda içerdiği nöronların sayısı bakımından önemli bir etkendir; bu etkenin etkisi daha sonra ortadan kaldırılamaz. Erginlik çağında, boy esnekliği son derece azdır, buna karşılık, vücuttaki yağ ve kas kütlelerinin esnekliği hâlâ fazladır Çevrenin, büyüme ve yaşlanma dönemleri boyunca antropometrik ölçülerin evrimi üzerindeki etkisinin incelenmesinin, pratik yararı açıktır. Bu etki, özellikle erginin boyu ile ergenlik yaşının yüzyıllık evriminde kendini gösterir. Son yüz yıl içinde, sanayi toplumlarında, boy büyümesinin yılljk oranlarında büyük bir artış görüldü. Bunun sonucunda üç ve daha yukarı yaşlara kadar olan büyüme süresinde şaşırtıcı bir kısalma görülmesine karşın, erginlerin boyunda bir artış meydana geldi. Bu biyolojik olayın, hukuk, eğitim, mobilya, konfeksiyon, İnşaat, eşya ve aletlerin biçimi, İş postalarının planı üzerinde olduğu gibi kuşaklar arasındaki psikolojik İlişkiler üzerinde de etkileri oldu. Bu olay, henüz tümüyle açıklanabilmiş değildir; birçok çevre değişikliğinin (özellikle beslenme ve sağlık alanlarında) ve kan bağlılığı ortalamasında bir azalışın sonucu olduğu sanılmaktadır.
Çok hızlı dalgalanmalar gösterebilen fizyolojik değişkenler (kalbin atış temposu, kan basıncı) ile biyokimyasal değişkenler de (çeşitli maddelerin kan, dokular ve idrardaki miktarı) bir bireyde, bir toplumun üyeleri ya da toplumlar arasındaki değişikliklerinde, genomla çevre arasındaki etkileşim biçimlerini ortaya koyarlar. Bu etkileşim biçimlerinin açıklanması, birçok hastalığın yalnızca anlaşılması bakımından değil, önlenmesi bakımından da büyük önem taşır.
—Tasav. Terime ilk kez Muhittin Arabi'nin Füsûs ül-hikem adlı yapıtında rastlanır. Konu, daha sonra Abdülkerlm el-CİII'nin Ki-tâbu insan il-kâmil fî ma'rifet il-evâhir ve't -evâ'il adlı kitabında da ele alındı. Muhittin Arabi'ye göre, Tanrı bütün ad, nitelik ye zatı ile Insan-ı kâmilde tecelli eder. insan-ı kâmil, kendi varlığında Tanrı İle İnsanı bir araya getirdiğinden yaratan ile yaratılan arasında bağ kurmuş olur. Sufinin böyle bir aşamaya ulaşabilmesi için Tan-rı'nın birbiri ardından gelen tecellilerine uğraması gerekir.
insan-ı kâmil kavramının yeniplatoncu-luktan gelen Irfani düşüncenin ürünü olduğunu öne sürenlerin yanı sıra, iran yaradılış efsanesinde sözü edilen Gayumerd (ilk insan) ile ilgili olduğunu öne sürenler de vardır. Ancak, Kuran'ın çok sayıdaki ayetinde insana verilen önem, insanın yeryüzünde Tanrı'nın halifesi olarak gösterilmesi (11,30) insan-ı kâmil kavramının doğmasına neden olmuştur şeklindeki görüş, daha çok yandaş bulmuş ve akla yakın kabul edilmiştir.
—Uluslarar. huk. insan hakları, genellikle "bildirge" olarak adlandırılan çeşitli resmi metinlerle ilan edilirler: 1948'de BM genel kurulu tarafından kabul edilen insan hakları evrensel bildirgesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi (1950), Amerikalılara-rası San José sözleşmesi (1969). Bazı sınırlı alanlarda, BM'nin girişimiyle sözleşmeler de yapılmıştır: ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılması (1965), savaş suçları ve insanlığa karşı suçların zamanaşımına uğramaması (1968), vb. Bu metinlerin karşılaştığı başlıca sorun, çeşitli olgular (ırkçılık, İşkence, terörizm vb.) nedeniyle işlerliklerinin ve dolayısıyla korunmalarının sekteye uğramasıdır.
Avrupa Güvenlik ve işbirliği konferansı (Helsinki 1975, Belgrad 1977, Madrid 1980, Viyana 1986) ve bunun yanı sıra çeşitli kurumlar (BM insan hakları komisyonu, Avrupa insan hakları divanı ve komisyonu), dernekler (Uluslararası af örgütü) ve kiliseler bu yönde çalışmaktadır. —Zool. Dar anlamda "İnsan" sözcüğü, bugünkü insanları ve bütün dünyadaki yeni insan fosillerini kapsayan Homo sapiens türünü belirtir. Bugünkü insanı, şempanze gibi ona en yakın türlerden ayıran anatomik özellikler şunlardır: büyük kafatası, dik alın, kaş çıkıntısı silik ya da yok, çıkıntılı burun, parabolik diş kemerleri, so-mak oluşturmayan kısa çeneler, öne eğik olmayan ve tam kapanabilen alt ve üst ke-slcidişler, erkekte bile öteki dişlerden pek uzun olmayan köpekdlşleri, belirgin çift tümsekll küçük azılar, geç çıkan ya da hiç çıkmayan üçüncü büyük azı, artkafa deliğinin çok önde olması; omurgada biri boyun, öteki bel bölgesinde olmak üzere öne doğru dışbükey iki eğrilik, on iki çift kaburga, kısa ve geniş leğen -özellikle dişide-; "hazırol duruşta" sadece uyluğun ortasına ulaşabilen kısa kollar, başparmağı öteki parmaklarla karşılaştırma yetisi (başparmak, el bükülmeden ortaparma-ğın ilk boğumuna kadar ulaşır); çukur tabanlı ayak, kısa ayak parmakları, ayak insanlık ailesinin tüm üyelerinin ayrılmaz bir parçası olan onura ve bu üyelerin eşit ve devredilemez haklarına gösterilecek saygı, özgürlük, adalet ve dünya barışının temeli olduğuna göre; insan haklarının tanınmaması ve çiğnenmesi insanlık vicdanını isyan ettirecek vahşiliklere yol açtığına; söz ve inanç özgürlüğüne dayanan, yılgınlık ve yoksunluktan kurtulmuş bir dünyanın kurulması insanların en yüce özlemi olduğuna göre; insanın baskıya ve baskı yönetimine son çare olarak ayaklanma zorunda kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunması temel bir zorunluluk olduğuna göre;
Birleşmiş milletler halkları, Antlaşma içinde, insanın temel haklarına, erkek ve kadınların onur ve değerine olan İnançlarını bir kez daha belirttiklerine, toplumsal gelişmeyi özendirmeye ve daha geniş bir özgürlük İçinde daha İyi yaşam koşulları kurmaya karar verdiklerine göre; üye devletler, BM örgütü'yle işbirliği yaparak insan haklarına ve temel özgürlüklerine tüm dünyaca gerçekten saygı gösterilmesinin sağlanmasını üstlendiklerine göre; bu hakların ve özgürlüklerin herkesçe aynı biçimde anlaşılması yukarıdaki üstlenmenin eksiksiz bir biçimde yerine getirilmesi için son derece önemli olduğuna göre; uluslararasında dostça ilişkilerin gelişmesini sağlamanın şart olduğuna inandığına göre; Genel kurul İşbu insan haklan bildirgesi'™, bütün halkların ve bütün ulusların, gerçekleştirmek için çaba göstermeleri gereken bir ideal olarak ilan eder; ta kl bütün bireyler ve bütün sosyal gruplar bu Bildirge'yi hiç bir zaman akıllarından çıkarmasınlar, öğretim ve eğitim yoluyla bu haklara ve özgürlüklere saygıyı aşılamayı bilsinler ve hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bu hak ve özgürlüklerin, gerek üye devlet halkları arasında gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki topraklarda, evrensel ve etkin bir biçimde tanınmasını ve uygulanmasını sağlasınlar.

kaynak:2-cilt:9

 İnsan 52261d1284400502-adsiz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://notnullteam.yetkin-forum.com
 
İnsan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kanserojen NGHT :: Kültür,Sanat ve İnsan :: Antropoloji-
Buraya geçin: